Yanlış, herkes için yanlıştır!

2002 yılından bugüne ülkemizi yöneten iradenin biriktirdiği sorunların 2015 yılının ortalarından bu yana bir dizi iç ve dış problem olarak karşımıza çıktığını görüyor ve milletimizin bu badireleri birlikte göğüsleyerek atlatacağına inanıyorum. Bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin milli menfaatleri noktasında yönetici siyasi iradeye destek olunması gerektiğini düşünüyorum.

Hüküm etme yetkisini elinde bulunduranlar / bulundurmaya talip olanlar tarafından, Türk Milleti olarak bugün geçmekte olduğumuz dar boğaza nasıl düştüğümüzü bir an olsun unutmadan, geçmişten dersler çıkartarak gelecekte tekrarını yaşamamamız için gerekli önlemler alınmalıdır!

15 yıldır iktidarda bulunan Akp geçmiş dönemlerde (bazı meselelerde hala) özellikle iç politikada fahiş hatalar yapmasına rağmen milletimiz için yararlı hizmetlerde de bulunmuştur. Ancak ülkemizde yaşadığımız sorunların artmasının, var olan sorunların büyümesinin sebebi hiç şüphesiz Akp hükümetleri ve yöneticilerinin hatalı, yanlış, haksız uygulamalarıdır. Akp'nin bugüne kadar sorun yaratan politikaları, uygulamaları her kesim tarafından defaatle eleştirilmişti. Bunlardan ilk aklıma gelenler liyakatsız atamalar, iş kur üzerinden alınan işçilerin seçimi ve ülkemizin kanayan yarası milli eğitim bakanlığına her yıl alınan ücretli öğretmen seçimi. Bu konularda akp il ve ilçe başkanlıklarının hazırladıkları listeler, verdikleri isimlerin kul hakkını gözetmeksizin öncelik tanınmasının yanlış olduğunu ve Akpli yöneticilerin yanlış yaptığı söylenmişti.

İlçemiz Boyabat'ta maalesef özellikle 'Ücretli Öğretmen' görevlendirmesinde yukarıda bahsettiğim yanlışta ısrar edildiğine şahit oluyoruz! Ücretli öğretmenliğe başvuru yapmalarına rağmen Eğitim Fakültesi mezunu Öğretmen adaylarının yerine "zooloji, antropoloji, botanik" gibi ilgisi olmayan bölüm mezunlarının ya da lisans mezunu başvurmuşken önlisans mezununun görevlendirilmesinin kul hakkından başka bir açıklaması sanırım yoktur. Bugün görüyorum ki Boyabat'ta maalesef bu yanlışı yapan sadece Akpli vatandaş ve yöneticiler değil benimle aynı dünya görüşünü benimsediğini söyleyen ve benim siyasi görüşümü temsil ettiğini zanneden "türkücülerde" kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda oğlu, kızı, damadı üzerinden bu yanlışa ortak olmaktalar. Kıymeti kendinden menkul bu zat-ı muhteremler bir an evvel yaptıkları bu yanlıştan vaz geçerek "hakkı" teslim ederler ya da şan ve şerefle dolu geçmişimizin ağır yükünü taşıyan, hizmet etmekten çok zarar verdiği koltukları daha fazla kirletmeden kalkıp giderler!

Bilinmesini isterim ki Ülkücüler, haksızlığın-hukuksuzluğun karşısında her dönem elif gibi dim dik durmuş, kim yaparsa yapsın dilsiz şeytan olmamış sözünü kimseden esirgememiştir, esirgemeyecektir!

10.10.2017

Ali Meşe