MHP’li Arkadaşları Anlamış Değilim
(Sıladan Mektup Var- 31)
Son
yıllarda ki söylemleri ile gittikleri yol örtüşmüyor.
Milliyetçi-Ülkücü
Hareket;
Türkçülük
de Türk milliyetçiliğinin kısa veya özel adıdır.
Milliyetçi-Ülkücü
Hareket;
Bir ihtiyacın, doğal bir toplumsal refleksin sonucunda
şartların husule getirdiği yarım asırlık siyasi cereyandır.
Milliyetçi-Ülkücü
Hareket;
Atatürk'ün
başlattığı ulus devlet sürecinin tamamlanmasını hedef
almaktır.
Milliyetçi-Ülkücü
Hareket;
Başbuğ
Alparslan Türkeş'in ideolojisini idame ettirmektir.
Vs..vs…vs…
Gelelim
sadede..
Ses
sanatçısı Tarkan’ı çoğumuz tanır. Hatırlarmısınız onun
‘’Şımarık’’ isminde bir şarkısı vardı.
Takmış
koluna elin adamını
Beni
orta yerimden çatlatıyor.
………………………………..
Biz
böyle mi gördük babamızdan
Ele
güne rezil olduk
Yeni
adet gelmiş eski köye vah
Dostlar
mahvolduk
Diyorum
ki acaba Tarkan bir Eren mi? Sanki MHP’nin günümüzdeki hallarını
dünden görmüş
MHP’li
Arkadaşlar
Geçmişte
R.T. Erdoğan sizler için neler demiş bir göz atalım mı?
Bizde
ayrım yok, bölücülük yok, bölgesel milliyetçilik yok, etnik
milliyetçilik yok, dinsel milliyetçilik de yok. Kimse bizim
karşımıza Kürtlükle, Türklükle çıkmasın. Biz her türlü
milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız”
dedi.
‘’Geçen
ay Japonya’dayım. Bu MHP’nin başındaki zat geçen gün diyor
ki ‘Bu Başbakan hiç yerde gezmesini bilmez mi, hep havada
dolaşıyor’ Bir de orada edep dışı ifade kullanıyor. Yok beni
kulağımdan tutup alıp getirecekmiş. Ya bu nasıl bir edeptir. Eyy
benim MHP''li kardeşlerim. Bu zat size layık değil. Siz de ona
layık değilsiniz. Bunlardan bir şey olmaz.’’
D.
Bahçeli bu sözlere sessiz kalmayarak nasıl bir atıfta bulunmuş
onlarada bir göz atalım.
Her
gün bize sövüyor, her gün yalan söylüyor. Peki kimdir bu gafil?
Kendisine Cumhurbaşkanı diyen Erdoğan; be hey densiz, be hey kanun
tanımaz, ahlak bilmez! Sen Cumhurbaşkanısın, sen devletin
başısın! Ne geziyorsun meydanlarda? Bizimle ne uğraşıyorsun?
Biz zalim Esad'a çok şükür 'kardeşim' demedik, ailecek tatile
çıkmadık. Hele hele Kandil'in yolunu hiç bilmedik. Kandil'in
tavizsiz havarisi, Ermeni hısmı, Türklüğün yaşayan
düşmanısın!"
“Bir
başbakan, oğlu da dahil olmak üzere yolsuzluklarla mücadele
edeceği yerde, Başbakan ‘başkesen’ oluyor, yolsuzluğu fark
eden kimse kafasını almaya çalışıyor. Ne kadar baskı yaparsa
yapsın devletin kayıtlarına düşmüş, iz bırakmış, yolsuzluk
ve rüşveti bugünkü iktidar sormaz ise namerdim iktidara
geldiğimizde 7 sülalesinden sormaya”
NOT:
Yukarıda
bahşettiğimiz ifadeler iki liderin birbirine söylediği ağır
ithamlardan sadece birkaçı. Eğer karşılıklı ithamların
tamamını yazmaya kalkarsak inanın sahifeler kifayetsiz kalır.
Ayrıca verdiğim kısa ve öz anekdotlar ‘’Leb demeden leblebiyi
anlayan’’ okuyucular için kifayetli derim.
MHP’li
Arkadaşlar gelelim lafın özüne.
Her
daim Türklüğümüz ile övünürüz. Hatta konu Türk’lük
olunca oturdumu mangalda kül bırakmayız. Malum Türk’ün
özelliklerinden biri dik duruşudur. Hatta merhum Başbuğ Alparslan
Türkeş ideolojisini ‘’Biz kula kulluk eden nizamın değil, biz
Allah’a kulluk eden bir nizamın mücadelesini vermekteyiz’’
sözleri ile ifade etmiştir.
Fakat
günümüzde bu sözlerin rafa kaldırıldığını görüyoruz.
Yoluna kurban tabiri caiz ise biat ettiğiniz Genel Başkanınız
Sayın Bahçeli nereye koşuyor anlamış değiliz.
Günümüz
Türkiyesi’ni görüyoruz, adeta bir ateş çemberi içerisinde.
Bunun baş mimarı da AKP hükümetidir. Atatürk’e yapılan
hakaretlerin pirim yaptığı, Türk’üm demenin suç sayıldığı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ortadan kaldırılarak Osmanlıya dönüş
çığırtkanlı adı altında bir akımın başlatılması bir
tesadüf olamaz. Bunlar TÜRKİYE
CUMHURİYETİ’ni yıkmanın ön projesidir.
Günümüzde
bu tür kişilerin kanatları altına girmek ne demek ya.. Aynı çatı
altında siyaset yapmak ne demek ya.. Nerede kaldı sizlerin
ideolojisi? Vs…vs…vs.
Şimdi
birleri diyecek ki ‘’Bizlerin milliyetçiliğini tartışmak sana
mı düştü’’Saygı duyarım, hatta surçi lisan ettim ise de af
ola. Ama MHP’ye çok oy verdiğimi bilesiniz isterim. Bu nedenle
D.Bahçeli’ye hakkımı helal etmiyorum…
‘’İnsana:
Kendini bil denilmesi, yalnız gururunu kırmak için değil,
değerini de bildirmek içindir..’’Cicero
SAYGILAR
Hüseyin Cömert