Kim mi bunlar? Aynı anda birkaç adaya maddi destek çıkarak tümüne yeşil ışık yakanlar. Gerçekte kan emicidir bunlar. Haramilerden farkları yoktur.
İşte bu tür insanlara halk arasında ikiyüzlü denir. Kendilerini çok akıllı zannederler. Onlar için şahsiyet ve onur arka plandadır. Güya saman altından suyu yürütüyoruz zannederler. Bilmezler ki iki kişinin bildiği sır değildir. Bu tür insanlar ne Allahtan korkar nede kuldan utanır. Birde Allah ile aldatmaları var ki evlere şenlik. Güç nerede ise oraya kümeleşirler. Akbaba gibi leş ararlar. Fırıldak gibi döner dururlar. Bir çiçekle bahar olmaz atasözü bu tip insanlara cuk oturuyor. Bunlar her devrin adamıdır.
Değerli okuyucular………
İlçede bir değil birkaç işyeri var ki yasalara aykırı olduğu gibi anında belediye tarafından mühürlenmesi gerekiyor. Örnek; Bir işyeri düşünün. Karayollarına çıkış yasağı olduğu halde bu işletme halan çalışır durumda. Birilerine bakkal dükkanı açmaya izin verilmezken tehlike arz eden bir işletmeye nasıl izin veriliyor demeyim göz yumuluyor demek daha uygun düşer.
Sayın Çoşar ile on altı aylık görev sürecinde yaklaşık iki ay kadar önce bir on dakikalık konuşmamız oldu. Kendisine falan düğün salonunun işletme ruhsatı var mı dediğimde aldığım enteresan cevap ‘’Hangisinin var ki’’….
Nasıl bir belediyecilik bu ya…
Nasıl bir sorumsuzluk bu ya…
Nasıl bir kul hakkı yemek bu ya…
Yandaşlara gelince şapur şupur dürüst vatandaşa gelince yarabbi şükür….
Hele bir düğün salonu var ki resmen Boyabatlı'nın hakkı gasp ediliyor. Yetkililer suç işliyor.
Kırmızı toprak olan yağmur yağdığı vakit çamura dönüşerek akıp giden zemin üzerine çok katlı binaya ruhsat vermek. Maazallah!.... Yahu çevre binalar üç-dört kat iken X kişinin veya bu arsasın özelliği ne söyler misiniz.. Aynı arsa bir başkasına ait olsaydı aynı kat sayısını verir miydiniz? Söyleyeyim hemen yasalar devriye girerdi. Hatta yasal haklarından kısıtlama dahi yapardınız.
Bir gün telefonum çaldı. Karşımda ki X kişi bana; "Söz konusu arsaya ruhsat karşılığı iki daire teklif edildi kabul etmedim" dedi. Peki dün ruhsat verilmeyen yere bugün ne değişti de ruhsat verildi. Bu hamur çok su kaldırır çok….
Canım yanarak haykırıyorum. Yasal hakkımı dahi alamadığım şu dönemlerde yandaşların haksız kazanç temin etmesi canımı çok, çok acıtıyor. Bakın bahsettiğim yerler umuma açık mekanlar. Buralar tehlikeye maruz işletmeler. Olası bir tehlikede nice insan canından olabilir. Hatta sevdiklerinizi dahi kaybedebilirsiniz.
Üç senedir Ramazan çadırına ihale neticesinde et veriyoruz. Bu seneye kadar denetim yoktu. Bu sene ise denetim amaçlı kontrole belediyenin veterineri geldi. Kendine hayırdır nereden çıktı bu dediğimde ‘’İnsanların sağlığı için’’ dedi. Bu sözü üzerine kendine git falanca filanca yerlerin ruhsatları yok oraları da denetleyin dediğimde veteriner bir edayla; ‘’Ben veterinerim oralar beni ilgilendirmez’’ dedi. Bende sözüm sana değil seni buraya gönderenlere söylüyorum zaten dedim. Gidiş o gidiş….
Yahu bizim etler zaten mezbahada veteriner kontrolünden geçiyor. Sizlerin amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Sen umuma açık tehlike arz eden işletmelere ruhsat sorma, çalışmalarına göz yum, haksız kazanç sağlamalarına destek ver, diğer taraftan küçük bir işletmeyi kontrole gel. Sen kasaptan önce mezbahayı kontrol et, kiraya verdiğin mezbaha içler acısı. Rezil, hüsran…
Asli görevini unut zavallı insanlara da gözdağı vermeye kalk. Hadi oradan…
Şu yirmi yıl içerisinde görev yapan belediye başkanlarını sizleri Allah'a havale ediyorum. Ahirette iki elim, iki yakalarında olacak inşallah… Allah’ın adaletine güveniyorum. Yaptığınız adaletsizlik fitil fitil burnunuzdan gelecek. Kim ki makamında adil olmadı ise, bu durumdan kim çıkar sağladı ise, Rabbim kahru perişan eylesin…..
Son söz……
Sayın Kara!..... Yukarıda birkaç konuya
temas ettim. Elbet ki bu konuları dile getirmemin çok nedeni var. Bu
halk senden hanlar, hamamlar yapsın gibi bir beklentisi yok. Tek
beklentileri hak, hukuk, adalet. Çünkü bu millet yıllarca bu
kavramlardan yoksun bırakıldı. Bu kavramlara özlem var, hasret var.
Yıllarca gülmeyen yüzler, seninle gülmeye başladı. Zaten bu konuda da
millete verilmiş bir sözün var. Unutma kızını dövmeyen, dizini dövermiş.
Veya diğer tabirle kıyakçılığın sonu ayakçılıktır. Yandaşa değil
vatandaşa hizmet asli görevin olsun. Ayrıca yukarıda bahsettiğim
konuları da yabana atma. Buralardan haksız kazanç sağlayanları ve
sağlatanları da cezasız bırakma. Kapın her devrin adamına değil, her
devirde adam olanlara açık olsun. Her yüzüne güleni de dost zannetme.
Yoksa….
Kimse bu sözlerimi nasihat gibi algılamasın. Bu sözler sayın Kara'yı , şehr'ül-emin yapan milletin iradesidir. Bizler elçiyiz. Elçiye zeval
olmaz……
SAYGILAR
HÜSEYİN
CÖMERT