İtfaiye, yangın söndürme işlemi yapan kuruluşa verilen genel addır.
Yangın söndürmekle yükümlü, canımızı ve malımızı kurtaran veya kurtarmaya çalışan personele de itfaiyeci denir.
Bu teşkilatta bulunan personel o kadar profesyonel ve zeki olmalı ki yangınlara bilinçli bir şekilde müdahale edebilsin.
Yani, yoldan geçen herkesin çalışabileceği ya da belediyelerin sürgün yatağı olmamalıdır itfaiye!
İtfaiyeci olmanın da bir okulu ve koşulları var.
Bu koşulları yerine getirenler itfaiyeci olur.
Tekrar söylüyorum:
Maalesef günümüzde bazı belediyelerin, buna Boyabat Belediyesi de dahil, itfaiyeyi sürgün yatağı, ya da yandaşlarını işe alma yeri haline getirdiğini görüyoruz!
Hafazanallah bir yangında, o itfaiyenin halini varın siz düşünün.
Bu gibi belediyelerin itfaiye teşkilatı, dışarıdaki yangından önce kendi içindeki yangını söndürmeli ve eğitimli personel ile görev yapmalıdır!
Büyükşehirlerdeki itfaiye birimlerindeki personel, her yönden eğitimli olmak zorunda ve eğitimlide..!
Çünkü şehir büyük, yangın olasılığı küçük şehirlere oranla daha fazla. Eğitimsiz, bilgi ve becerisi olmayan bir itfaiye eri yangınla nasıl mücadele edebilir?
İtfaiye, belediyelerin öncelik vermesi gereken, eğitimli ve donanımlı personelin bulunması zorunlu olan bir kurumdur!
Sürgün yatağı haline getirdiğiniz birimin personeli yangında, cana ve mala nasıl müdahale edecek?
Sayın başkanlar!
Sizin için fazla önem arz etmeyen itfaiye, vatandaşın yangında büyük umudu ve tutunduğu tek daldır!
Bir örnek vereyim:
Geçtiğimiz günlerde, Saraydüzü ilçemize bağlı Yukarı Akpınar Köyü'nde bir evin çatı katında çıkan yangını Saraydüzü İtfaiyesi bir saatte söndüremedi.
Neden mi?
Donanımlı bir itfaiye personeli yoktu!
Bırakın itfaiye erini, itfaiye aracının kapalı garajı yok.
Kışın yangınlarda, itfaiye aracının içindeki su donunca müdahale nasıl yapılacak?
Size on puanlık uzman sorusu!
35 yıldır ilçe olan bir yerde, belediye başkanları itfaiye aracına kapalı bir garaj bile yapamıyorsa, o belediyeye kilit vurun.
Hiç olmazsa devlete yük olmayın!
Köy olarak devam edin.
Zaten köyden farkınız da yok.
Seçimleri bile belediye başkanını köy mantığı ile muhtar seçer gibi seçiyorsunuz..
Yollara parke taşı döşemekle hizmet olmuyor.
Zaten onu da iş insanlarının desteğiyle yapıyorsunuz.
O da yarım yamalak.
Jandarmaya kadar döşeseniz kıyamet mi kopar?
Paranızı yetiremiyorsanız, size yardım eden o iş insanından biraz daha destek alın ve döşeyin.
Orası da sizin sorumluluk alanınızda.
Boyabat Belediyesi İtfaiye teşkilatı da Saraydüzü’nden bir tık üstü, o kadar! Orada da görüntü var, ses yok.
Sürgün yatağı haline getirilmiş.
Yani profesyonel eğitimli itfaiye eri yok!
Eğer “biz ilçeyiz” diyorsanız, önce itfaiye teşkilatını güçlendireceksiniz, profesyonel itfaiye erleri ile!
Bazı belediyelerde mantık şu: Yandaşları itfaiyede işe başlat, hortumu tutmayı öğret, al sana itfaiyeci!
Sevgili başkanlar!
İtfaiyecilik kutsal bir meslektir.
Ne sizin sürgün yatağı yaptığınız bir yerdir, ne de yandaşlarınızı işe alma yeridir.
İtfaiye kurumu ile ilgili biraz bilgi verecek olursak:
İtfaiyeci, yangınları söndürmek için eğitilmiş ve donatılmış kişidir. Bildiğiniz gibi artık bunun da bir okulu var.
İtfaiyecilerin yangınla mücadelede üç temel amacı vardır:
1. Hayat kurtarmak
2. Mal kurtarmak
3. Doğayı ve Çevreyi korumak
Ancak eğitimli ve bilgili personele sahip olan itfaiye birimi, yangınlara bilinçli bir şekilde müdahale ederek daha iyi verim sağlar.
Maalesef, belediyelerin çoğunda işçi kadrosunda birçok personel çalıştırıldığı için, başkan değişikliğinde o işçilerin sürgün yatağı yeri itfaiyeler oluyor.
Bu durumda, o itfaiye biriminden nasıl verim alınır?
Varın siz düşünün!