
Yayın Tarihi:17 10 2011 19:45(83414)
Bizim İstanbullular
Okullar açıldı. Bizim İstanbullular memleketlerine çoktan döndüler. Boyabat yine bize kaldı.
Bizim İstanbullular... Yani yıllar önce Boyabat'tan İstanbul'a göçen, aslında bizim Boyabatlılar.
Kimi yoksulluktan, kimi işsizlikten, kimi daha iyi yaşamak arzusu ile gitmişlerdi. Yani anlayacağınız kimi kederden, kimi neşeden"
Kederden gidenleri kader atmıştır. Onlar genellikle kendi yağlarıyla kavrulmaya çalışırlar ve yine ilk fırsatta memleketlerine geri dönmeyi arzularlar.
Bizim İstanbullu hemşerilerimiz, İstanbul'dan gelince hep "Bizim İstanbul" derler. Ankara, Samsun, İzmir, Konya ve diğer şehirlerden gelen Boyabatlılar "bizim" kelimesini pek kullanmazlar. Ama İstanbul'da yaşayan hemşerilerimiz hep "bizim İstanbul" derler. "Sanki Fatih Sultan Mehmet İstanbulu sadece bizim Boyabatlılar için aldı."
Hele ikinci nesil artık tam "Bizim İstanbulludur" Boyabat'a gelince alış veriş yaptıkları dükkânlarda muhakkak "bizim İstanbul'da" diye mukayese yaparlar.
Ülkemizde çok az satılan sigara markalarını sorarlar; bulamayınca "Aaaa bizim İstaaanbul'da çoooktu, keşke gelirken getirseydik" derler.
Türkiye'nin neresine giderseniz gidin, fiyatı değişmeyen ürünler vardır. Hatta satış mağazasında bile bu ürünün fiyatı aynıdır. Ama "bizim İstanbullular : "Bizim İstanbul'da daha ucuz derler. Oysa o ürünü ya 6 ay yada 1 yıl önce almıştır ikna edemezsiniz. "İstanbul'dan bana da o fiyattan alıver" diyen esnafa da bozulurlar. Zira onlar için Boyabat esnafı pek bir şey bilmez. Öyle ya büyük şehirde yaşamıyorsan pek bir şey bilmezsin.
Bizim İstanbullular çok kibardırlar. Marka isimlerini semt isimlerini bile çok değişik söylerler. Mesela "Nerede oturuyorsun" diye sorunca Gültepe yerine "Kültepe" derler.
Pek çoğunun ayaklarında parmak arası terlik, ya da beyaz spor ayakkabı vardır. Kısa pantolon ve şort tercihleridir. Tişörtlerinde yazı mutlaka vardır. Sigara paketlerini ellerinde taşırlar. Bu sigara kesinlikle yabancı sigaradır. Bunu göstermek mecburidir.
Bazısı çok düşünceli ve kibardır. Yol boyu bir sürü müsait yer geçmiştir, oraları kirletmeye gönlü razı olmaz. Boyabat'a girince küçük çocuk arabadan indirilip, şehrin orta yerine, kaldırımın kenarına küçük tuvaleti yaptırılır.
Minibüsle geliniyorsa, minibüste ayakkabı giyilmez. Çünkü minibüs kirlenir. Ama durunca, yalın ayak önce yere basılır, terlik sonra giyilir. Terlik yaklaşık bir metre yükseklikten atıldığı için şaap diye ses çıkarır, ya ters döner, ya da biraz öne fırlar. Bunu için denk getiremez mutlaka yere basılır. Uzun yoldan gelmişlerdir, yorulmuşlardır. Önce gerinirler, seslice esnerler. Sigara küllüğü, yol boyu pislenmesin, çöp bidonları dolmasın diye kaldırımın kenarına boşaltırlar ve birkaç defa betona vurulduktan sonra yerine takılır. Artık beraberce sigara tüttürmenin zamanı gelmiştir. Eğer yaşlı kimse varsa genç olanlar minibüsün arkasına geçerler, sigarayı orada içerler. Yorgun oldukları için hemen kaldırımın kenarına otururlar. O kaldırım aklınıza gelen her türlü pislikle doludur. Kendilerinden 2 saat önce gelen çocuğun idrarı vardır. Ama olsun aradan iki saat geçmiştir, güneş çoktan kurutmuştur. Muhabbet koyulaşmıştır, bütün cadde onları dinler.
Sigara bitince, kirlenen, tozlanan yerde elle hafifçe temizlenir, tekrar arabaya binilir. Ama terlik ve ayakkabılar muhakkak çıkarılır.
Boyabat çok önemli bir yer olmadığı için, araçlar istediği gibi park edilir. Yan yana durulup sohbet edilir. Kornoya basıp yol isteyen olursa biraz kızılır. 34 plaka oldukları için dokunulmazlıkları vardır. (Onlar İstanbul yollarında araba kullanırlar, Boyabat'ta bulunan sürücüler çok iyi araba kullanamazlar. Ama nedense bayağı kaza yaparlar) Sohbet bitince yeni nesil "kööövde görüşürüüüz" derler.(Bizim Boyabat'ta köy diyoruz.)
İstanbul'dan gelirken ellerinde genellikle hediyelik Safranbolu lokumu ya da pişmaniye olur. Sonra markete girip çay, şeker, makarna gibi erzaklarını alırlar. Dede varsa en ucuzundan 2 paket yerli sigara, çocuklara kâğıtlı şeker alırlar. Sanki köydeki çocuk kaliteli çikolata yemesini bilmiyor.
Lokum vazgeçilmezdir. Yaşlıların dişi yoktur, onun için lokum alınmıştır. Yaşlıların dişi olmadığı için çikolata yemezler, hem çikolata serttir, ağızda erimez. Zaten dedeleri ile ebeleri lokumu daha çok severler.(Sakın çikolata kaç para, nasıl alsınlar? Demeyin. Kendileri en pahalı sigarayı kartonuyla alırlar.)
Çok uyanıktırlar. Marketten toz şekerini alırken, kaşla göz arasında tartarlar. İstanbul kaldırımı çiğnemişlerdir. Boyabat esnafı belki eksik tartar. Esnafa itimat yoktur, devamlı sınama yaparlar
Bir kısım birinci nesil gösterişi biraz sevse de, az çok "bizim İstanbul" havası atsa da, Boyabat'ı çok sever, köyüyle, Boyabatlılığı ile hep öğünür.
Ama ikinci nesil Boyabat'ta sıkılır. "Boyabat'ta sosyal hayat yok" diye isyan eder. Zira İstanbul'da haftada bir kere sinemada, 15 günde bir kere tiyatroda ve diğer sosyal faaliyettedir.(!) Çocuk haklıdır, artık o bizim İstanbulludur. Aslında ne İstanbullu olabilmiştir nede Boyabatlı.
Dönüş yolculuğu başlar. Yerlü biber, yerlü tomatis, soğan, pilaflık pirinç, peynir, yağ, kabak, kurban bayramı dönüşü ise kıyma gider. Bazıları canlı tavuk, hatta kuzu bile götürür. (Canlı hayvan taşımak yasak olduğu için, son zamanlarda vazgeçildi. İnanmayan otobüs firmalarına sorsun.)
Otobüs bagajının bir bölümü dolar, muavin bagajı tekmeleyerek kapatır. Otobüs şoförü ile bu arada bagaj kavgası yapılır.
Uğurlama töreni başlar. Kucaklaşıp, sımsıkı sarılınır ve bir sağa, bir sola sallanmaya başlar.(Yaklaşık 30-40 saniye sürer.)
Ayrılıp, tekrar sarılırlar. İkinci sarılmada sallanma bitmiştir. Bu defa sırt sıvazlanır, elle pıt pıt vurma faslı başlar.(15-20 saniye) Nihayet otobüse binilir, yaşlı olan genç olana tiz bir sesle "anangile selam söyle" diye bağırır. Veda töreni bitmiştir. Bu arada saatinde gelip otobüse binenler sıkılmıştır. Sinirleri gergindir ve "yeter" diye şikâyetler başlar. Otobüs yaklaşık 45 dakikalık gecikme ile yola çıkar. Ancak yol üstünde köyde yolcu vardır, otobüs yine durmak zorundadır. Aynı senaryo burada da devam eder. Bagaj ve ayrılık merasimi tekrarlanır. Ama ne gariptir ki az önce otobüsü geciktirenler "yiterin, gecikiyoz yolumuz uzun" diye bağırırlar.
Bizim İstanbulluların bir kısmı ekonomik olarak rahatlamışlardır. Bunlar da Boyabat'ı çok severler, ama Boyabat'ta da yapamazlar. Boyabat ve Boyabatlılarla bağlarını koparmazlar. Hatta birbirlerini görmek, Boyabat havasını yaşamak için haftada bir kez, kilometrelerce yol gidip, pide yaptırmak bahanesi ile bir araya gelirler. Bunlar boğazlarına düşkünler. Boyabat'ın etinden, tereyağından, peynirinden, pirincinden vazgeçemezler. Boyabat'a gelince pek hava atmazlar. Çok yakın akrabaları ve arkadaşları Boyabat'ta oldukları için pek cesaret edemezler. (Fırsat bulurlarsa golü atarlar. Tabii gol de yerler)
Bir de üçüncü nesil vardır. Maalesef artık onların Boyabatlılığı pek kalmamıştır. Kalsa bile yok denecek kadar azdır. Ekonomik durumu çok iyidir, kariyer yapmışlardır. Kısaca dünyalıkları tamamdır. İstanbul'un nimetlerinden yararlanırlar. Pek çoğu Boyabatlılığı ile gurur duymaz, hatta Boyabatlı olduğunu bile söylemezler. Yakın akraba çocuklarının bir kısmı birbirini tanımazlar, Boyabat'ı sadece anne ve babasından duymuştur. Bir kısmı çok küçükken İstanbullu olmuştur. Şimdi zihninde pek bir şey kalmamıştır. Zaten Boyabat pek bir şey ifade etmez. Boyabat yaşanacak bir yer değildir, onların için. Belki zamanı olursa bir yakının cenazesine gelecektir Ama onların cenazesine kim gider onu bilemeyiz.
Köyünde geçinemediği için İstanbul'a giden ve oradan memnun olmayan, zor şartlar altında yaşayan hemşerimiz vardır. Gönülleri çok geniştir, ama elleri dardır. Onlar "bizim İstanbul" demezler. İstanbul hiç onların olmamıştır, Hep memleket özlemi çekerler.
Bizim İstanbullular; Biz Boyabat'tayız. Cenaze ve düğünlerde merasim mangası gibi hazırız.
Biz Boyabat'ta yaşıyoruz. Ömrümüz olursa seneye yine bekliyoruz. Biz yoksak, sizi karşılayan Bizim Boyabatlılar mutlaka vardır. Gelin sizde, bizde hasret giderelim. Ama lütfen Boyabat esnafına, köyde ve ilçede yaşayan Boyabat insanına hava atmadan gelin.
Teknoloji çok gelişti. Boyabat'ta oturanda köyde oturanda çok şey öğrendi.
Siz büyük şehirde yaşıyorsunuz, elbette ufkunuz daha geniş. Sizler kadar olmasa da burada yaşayan insanların da bir şeyler bildiğini öğrenin artık.
Lütfen! Dünya şehri İstanbul'la, otuz bin nüfuslu Boyabat'ımızı mukayese etmeyin.
Durun hemen kızmayın. Ben size demedim, genelleme yapmadım. Bir kısım "Bizim İstanbullular" dedim. Yoksa sözüm size değil. Hemen alınmayın.
103. Yorum:
zoraki istanbullu 30 09 2015 20:08
istanbulda yabancı, memlekette gurbetçi, hocam bu ötekileştirmektir kimse seve seve gelmedi buralara, bizim boyabatlılar sen normal olsan da yapıştırıyor zaten bu tavırları sana yapmasan da yaptı olacak, koşulsuz sevmektir çözüm, biz her geldiğimizde çok iyi ağırlanmıyoruz emin olun bizde herşey güllük gülistanlık değil ama yazıda da bahsettiğin gibi biz boyabatı ve boyabatlıları seviyoruz hoşgörüyoruz size zor gelmeye başlamış anlaşılan hoşgörmek
102. Yorum:
harbiden 16 09 2015 03:56
ben de doğma büyüme büyükşehirliyim.sonradan boyabatlı oldum ama bu bizim istanbullular bana bile gına getirdi harbiden...hocam siz yine yazı ile içinizi dökmüşsünüz ben direk yüzlerine söylüyorum.sanki beykoz yalılarından geliyorlar da..eskiden almancılar yapardı ya,yıl boyu orda kuru makarna yiyip burda viski açtırırlar...
101. Yorum:
mustafa kırık 21 07 2015 21:23
hocam ayne katılıyorum agzına saglık
100. Yorum:
balcı 21 07 2015 06:44
sayın hocam adamın dibisin teşhisin doğruu kimse kusura bakmasın sevgili abimizi herkez cok iyi tanır işin içinde art niyet yok benimde her iki traftan akrabalarım sizin itanbulda mesala lastik ci hüseyin beyde kültepede alper beyler kültepede gülüklerin mazlumda sizin istanbulda ortada latife var hersey güzellik üzerine olsun saygı ve selamla
99. Yorum:
ank57 11 01 2012 01:09
hocam yeni yılınızı kutlar, sağlıklı mutlu bir ömür dilerim, 3 ay oldu hocam yeni yazılarınızı bekliyoruz umutla boyabat gazetesini her ziyaret edişimde ilk önce sizden yeni bir yazı varmı diye bakıyorum, bekleşimize bir son verin yeni yazılarınızı merakla bekliyoruz, allaha emanet olun....
98. Yorum:
sfl 05 01 2012 20:45
hocam ağzınıza sağlık gerçekten yazının hakkını vermişsiniz yazılarınızın devamını dilerim.
97. Yorum:
kılas 28 12 2011 09:44
artıkayakkabı seçerken hocam,beyaz renkli seçmemeye dikkat ediorum.
96. Yorum:
mehmet sezer 17 12 2011 00:25
bizim istanbul a hoş geldin hocam
95. Yorum:
Selamet Akpınarlı 12 12 2011 19:04
hocam yilda bir defa Boyabat´a geliyorum.Aynı komediyi yaşıyoruz otobüslerde. Ne yapalım sevdiklerimiz için katlanıyoruz.Almanya dan selamlar.
94. Yorum:
Abdullah 11 12 2011 18:01
Yakışıklı Hocam doğru söylüyorsunuz istanbullur hep ayniler. Ankaradan istanbula gittiğimiz zamanda siz Ankarada nasıl duruyorsunuz,bizim İstanbulumuz çok güzel diyorlar. Benim yakışıklı hocam sizden allah razıol
93. Yorum:
muharrem 07 12 2011 20:28
doğan hacam ellerinize sağlık,sizi takdir etmek bana düşmez de zaten. Tesbitleriniz çok yerli yerinde olmuş.Önünüzde saygıyla eğiliyorum.... kültepeden..muharrem :))
92. Yorum:
Kavuncu 07 12 2011 19:50
Doğan hocam eline sağlık çok güzel olmuş daha eksikler bile var.
91. Yorum:
aslan 05 12 2011 02:20
bundan 60 yil once (daha onceleri de ayni olsa gerek) boyabatlilar, hanimlarinin nokta nokta desenli pitalariyla carsiya ciktiklari, evlerinin bahcelerinde udlu darbukali eglenceler tertipledikleri, buyuk sehirlere gocmus olanlarin cagdas kiyafetlerle dolastiklari,,, zamanlarda "kövden" gelenlere "köylü" diye burun kivirarak bakmalari hala hafizamdadir. simdi ise "kövlü" kokenli boyabatlilarin, gecim guclugunun kader kurbani olan "kövlü" istanbullularin sosyal catismasini konu edinen bu yaziya hayran kaliyoruz.
ben de "kovlü" boyabatli olarak istanbul ve boyabat disinda, baska bir ulkede yasayan kimse olarak bunun kultur eksikliginden geldigini dusunuyorum. demek ki, surali veya burali olmak yerine cagin kulturunu icine sindirmis birisi olarak,ata vatanini terbiyeli yol kenarina isemeyen, tukurmeyen, trafik kurallarina uyan bir boyabatli sifatiyla geri donmek gerekir.
90. Yorum:
Ali GÖÇMEN 02 12 2011 23:38
Sayın hocam yazınızı keyifle okudum. Alınanlar olsa da hepimizin bu doğrultuda gözlemleri hep olmuştur. Alınacak mesajda açıktır. Ya olduğun gibi görün ya da her zaman göründüğün gibi ol. Gurbete bir şekilde çıkmışsanda geldiğin yeri ve değerleri unutmayıp ona göre doğal davranışlar içerisinde olup köyden çıktım gurbete memleketim de neymiş havası içerisinde olunmamalıdır. Köye tatile geldiğinde bakarsın son model araba, Kılık kıyafet o biçim, lisan desen türk dil kurumuna taş çıkartır kibarlıkta. Ama gurbette yaşadığı yere git gör hiçde köyde verdiği imaj doğrultusunda bir yaşantı yok. Bu tür yaşamları kızanların çoğuda muhakkak görüyordur.
89. Yorum:
Suat Savaş 01 12 2011 02:09
Yazdıklarının bir kısmı dogru olsada yıllardır egitimcilk yapanların payı yokmu?Bence elestirinin dozu fazla kacmıs.Hocamın biryerde canı yanmıs herhalde.Yoksa kendisi cok naiftir.Hemserilerini kırmak istemezdi.Selamlar.
88. Yorum:
murat 29 11 2011 18:27
Yarası olanlar hemen gocunmuş. Eline, kalemine sağlık Doğan hoca.
87. Yorum:
göçebe 29 11 2011 17:23
bu yazınız üzere seneye kışın istanbula dönmeyeceğim kesin !
86. Yorum:
levent 20 11 2011 09:08
doğan hocam bu yazı iyi rating yapmış fakat tespitlerinizi doğru bulmadığımı bildirmrk istiyorum.ötekileştirmeye
lütfen son verelim artık,ilçemiz için neler yapılabilir bunları tartışalım.sizin bu yazınız boyabatın tepelerinde alkol alan sayın hemşerilerimiz için bulunmaz bir yazı olmuş.iyi geyikler!
85. Yorum:
halk adamı 17 11 2011 17:43
hocam bu yazınızı ve önceki yazılarınızı ilgiyle severek, gülerek, üzülerek takip ediyoruz, lütfen hadi ama yazacağınız yazıyı sabırsızlıkla bekliyoruz.yüreğinize sağlık sağlıklı kalın...
84. Yorum:
Ergün ELMACI 16 11 2011 17:36
Hocam eksik bile yazmış Ben ankarada oturan bir boyabatlı olarak söğlüyorum İstanbulda ki boyabatlılar hepsi için söğlemiyorum bazıları ankaraya geldikleri zaman sürekli bir kıyas içindeler ankarayı hiç beğenmiyorlar oysa ankaranın istanbuldan daha iyi yaşam şartları var ve istanbulda her şey para olmuş manevi değerler bitmiş.Tüm Boyabatlı hemşerilerime selamlar.....
83. Yorum:
şükrü doyum 25 10 2011 07:03
doğan hocamı kınıyoruz hatta gazeteyi kınıyoruz demişler bazı hemşerilerimiz,,burada eksik olanlar vardır,,yalan olan bir şey yok ki bu yazdıklarında,haklı hocam..
ben senede bir kaç kez gider birkaç gün kalır sonra da dönerim boyabata,ben de çok severim istanbulu,kendime göre en güzel yerlerini gezmiş görmüşümdür,ama orada yine boyabatlıydım...ha ben mi kasabalı boyabatlıyım..)
seviyorum boyabatımı,türkiyemi...
bol şans herkese..
82. Yorum:
emine bak 24 10 2011 20:58
kendinizce haklı olabilirisiniz.. birde bunu boyabattan uzun yıllar ayrı yaşayanlara sormak lazım.İstanbulda da yaşamak o kadara kolay değil yoktan varettin insanlar bugunkü durumlarına gelebilmek için.burada zor şartlarda çalıştılar ezildiler vs. biraz durumları iyi olmuş..sizin gördüğünüz zamandan sonra arabaları veya evleri olmuş..kendilerini daha mutlu hissetmişler çevreleriyle paylaşırkende cehaletin verdiği ceseretle yanlış kelime seçmişler yada yanlış davranmışlar.. ne olmuş biraz anlayışla karşılasak..onlarda bizlerde boyabatlıyız..özümüz iyi sağlam bu yeter onları sevmemiz için..sevgilerle Emine bak.
81. Yorum:
boyabatlıdan satılmışa 24 10 2011 17:43
çile çeken vatana dönünce insanları küçükmü görür be kardeşim.onlara niye istanbula gittiniz diye yargılayanmı var satılmışım.tabii gurbete bir tek siz çıktınız ne olacak boyabatta oturan gurbetide bilmez.keşke vatana dönünce insanları küçük görmemeyi,etrafı önemsemeyi de öğretseydiniz.memlekete gelince devamlı tenkit et,etrafı umursama,yapılanları yazınca sinirlen havalara çık.boyabatta oturanlar sakızmı.çiğne işin bitince at.hala tehditler,akıl vermeler,kendilerini çok üstün görmeler.helal olsun satılmışım hiç ders çıkmamış.bu yazı boyabatımızın yıllardır dile getiremediği bir yazı.ne yapalım be satılmışım de3vam edin öyleyse.bizim çapımız bu kadar.
80. Yorum:
Celal Çatal 24 10 2011 06:37
Doğan Hocam,Fatih Sultan Mehmet'in annesi Huma Hatun Kastamonuludur. Boyabat'ta yakınzamana kadar Kastamonuya bağlıydı. Şimdi bile Kastamonu ile Boyabat'ın birbirine güzel bağı vardır. Bundan dolayı Boyabatlılar éBizim İstanbul" demekte haklılıkları vardır.
79. Yorum:
sinirli 23 10 2011 08:02
arkadaşlar doğan bey istanbulda doğmuş ve orada büyümüş daha sonra boyabata babasının vefatı nedeniyle dönmüştür, yani sizler istanbulu bilmezken kendisi orada yaşıyordu
78. Yorum:
satılmış yavaş 23 10 2011 06:44
ah degerli hocam ne olurdu birzaman lar ogüzel topraklardan kimbilir tarifi zor duygular ve şartlarda gurbet denen o kültepe fikirtepe pendik buraları mesken tutan birinci kuşak boyabatın evlatlarının cocuklarını mazur görseydin be hocam neler çektiler o garipler be hocam o hastanelerde fabrikalarda o puslu istanbul kışlarında hayat çürütüler.boyabata yaşayıp hiç gurbeti yaşamayan o insanların hallerini anlayamaz eleştirdiginiz o insanların içlerinde vatan sevgisi olmasa boyabata neden hersene gelsinler sırf bundan bu gör güsüs kardeşlerimizi mazur görek be hacam sen hiç istanbulda bir boyabat otobüsü görüpte kaybolana kadar bahtın be hocam inan biz istanbulular bakıyoruz inan masan sor be hacam ha sonra bir boyabat istanbul dönşünü o hüznü sen yüreginde yaşadınmı be hocam çisilçisil yağmur yagar hanönü karabük gerde aslan tekin arkadağların ardında kaldı melmekedim kasvetli gurbetin yüregini daraltan haleri ah ah bunları benim fantom kareşlerimden gayrı kim anlar .e
77. Yorum:
diderya 23 10 2011 03:55
hocammm ağzınıza sağlıkkk tam benim düşüncerimi ifade etmişsiniz bide boyabat istanbulda köy oluyo onuda unutmayalım boyabata gelirken köye gidiyoruz diyorlar
76. Yorum:
Yahya EROĞLU 22 10 2011 17:36
Gurbettekiler gelir ya,
Bayram diye
hani dolar baba ocağı
Sevinir insanlar..
Birkaç gün sonra dağılır zaten
Sokak eski haline döner,
Hayat kaldığı yerden devam eder..
Kalın sevgi ile..
75. Yorum:
Yahya EROĞLU 22 10 2011 17:32
KURBAN
Boyabat’ta çocukken
Benim için de Kurban bayramı,
Kapıdan çıkanların,
Baba ocağından gidenlerin,
Evlenenlerin,
Okuyanların,
Gurbette yaşayanların…
Artık asla sürekli kalamayacakları,
Misafir oldukları,
Boyabat’a, mahallesine,Baba ocağına dönmesiydi..
Yıllardır birbirini görmeyenlerin,
Kavuşması,mutluluktan ağlaması,
Sarılması,bir olmasıydı..
Bayram sabahı,
En temiz elbiselerle camiye koşulması,
Cemaat arasında saf tutulması,
Namaz sonrası,
Herkesin birbirinin bayramını kutlamasıydı..
Hoca ile birlikte tekbir getirmek,
Kurbanın derisi yüzülürken,
Deriyi kesmeden biraz yüzebilmek,
Sanki büyümekti her kurbanla..
Eşle dostla…
Bu bayram,
Bende Boyabat’a,
Tepeköy’e geliyorum..
Bir bayram daha,
Sarılmak kavuşmak bir olmak,
Birlikte olmak için..
Köyün çocuklarının kimlerden diye baktığı,
Cami’de,
O güzel insanlarla birlikte saf tutabilmek için..
Kalın sağlık ile..
(Bir kurban bayramı öncesi)
74. Yorum:
Nursefa ÖZKAN 21 10 2011 20:28
Hocam mizahla karışık yazmış olduğunuz yazınızı çok beğendim.Bu yaz bende geldim işlerim dolayısıyla ancak iki gün kalabildim.Daha fazla kalmak isterdim.İlk defa Boyabatı o kadar kalabalık gördüm.Ben memleketim adına sevindim.Tabi insanlar farklı,farklı o kültürle alakalı bir şey.Rahmetli annanemin bir lafı vardır.Kaplumbağa kabuğundan çıkmış kabağunu beğenmemiş o hesap...bence başka bir şey söylemeye gerek yok.Nerde olursan ol önce insan olmak.Saygılarımla.
73. Yorum:
Gökhan BENDER 19 10 2011 23:45
Hocam çok teşekkrler ,bu konuya değindiğinmeniz beni çok mutlu etti, gerçekten keyifle okudumm.Ellerinize yüreğinize,ağzınıza ,sağlık...
72. Yorum:
Yahya EROĞLU 19 10 2011 06:18
İstanbul’da yaşayan Birinci nesil Boyabat’lılar ile Boyabat’ta yaşayıp, İstanbul’da yaşayan Boyabat’lılardan üstün olduklarını zannedenler; acaba Boyabat’ta yaşayan ama Erenlik tepesindeki anıtı parçalayan, yapılan parkları tahrip eden, dikilen ağaçları kıranlar ‘aynı’ insanlar mıdır? Boyabat’a geldiğinde; uyum sağlayamayan, görgüsüz, terbiyesiz, anlayışsız, toplumun huzurunu bozan kişilere BİRİNCİ NESİL BOYABATLILAR değil, MAGANDA denir.
Kalın sevgi ile..
71. Yorum:
Yahya 19 10 2011 06:16
İstanbul’da yaşayan Birinci nesil Boyabat’lılar ile Boyabat’ta yaşayıp, İstanbul’da yaşayan Boyabat’lılardan üstün olduklarını zannedenler; acaba Boyabat’ta yaşayan ama Erenlik tepesindeki anıtı parçalayan, yapılan parkları tahrip eden, dikilen ağaçları kıranlar ‘aynı’ insanlar mıdır? Boyabat’a geldiğinde; uyum sağlayamayan, görgüsüz, terbiyesiz, anlayışsız, toplumun huzurunu bozan kişilere BİRİNCİ NESİL BOYABATLILAR değil, kısaca MAGANDA denir.
Kalın sevgi ile...
70. Yorum:
salih özboyabatlı-kültepe 19 10 2011 03:55
Bizim boyabatlılar cenazemizde dğünümüzde merasim mangası gibi hazır olayacaksınız, biz istanbulun boğaz manzarısına,boyabatın sidikli kaldırımına değişmeyen özboyabatlıyız, vatan özlemiyle yanıp tutuşuyoruz dirimizde cenazemizde boyabata gelecektir,kültepe den kövee giderken alışverişlerimize dikkat edeceğiz sizde şu park sorununuzu halledin araba park yeri bulamıyoruz saygılarımla
69. Yorum:
genç esnaf 19 10 2011 03:43
hocam cesaretinize hayran kaldım. Düşüncelerinizi eleştirel bir boyutta yazmanız beni heycanlandırdı.İnsanın hiçbir çıkarı olmayıca böyle oluyor sanırım. Yazarlık böyle birşey.Dogru yada yanlış bu sizin gördügünüz yaşanılan şeyler.
68. Yorum:
olmaz 19 10 2011 03:05
bu kadar yorum içinde beni en çok üzen istanbullular olmasa belediye başkansız kalır idi site yetkilileri bunu göz ardı ettikleri için önce özür dilesin sonra haberi kaldırsın 25 bin nufüslu bir ilçe böyle değerlerden yoksun kalır istanbuldanda başkan gelmezse sonumuzu hayal bile edemiyorum.acil çözüm lütfen....
67. Yorum:
Doğru soz 19 10 2011 02:47
Hocam çok doğru bir konuyu ele almışsınız bende istanbul' da yaşayan biri olarak sunu eklemek istiyorum o tarz hemşehrilerimiz geneli Boyabat'dan daha kötü semtlerde oturuyorlar Ve o boş gereksiz teleffuzları yapıyorlar kısaca egolarını tatmin ediyorlar.
66. Yorum:
Doğru soz 19 10 2011 02:46
Hocam çok doğru bir konuyu ele almışsınız bende istanbul' da yaşayan biri olarak sunu eklemek istiyorum o tarz hemşehrilerimiz geneli Boyabat'dan daha kötü semtlerde oturuyorlar Ve o boş gereksiz teleffuzları yapıyorlar kısaca egolarını tatmin ediyorlar.
65. Yorum:
boyabatlu 19 10 2011 02:31
kültepeli abeyim sana da boyabattan bol bol selamlar
64. Yorum:
hancı 19 10 2011 02:04
Doğan hoca papağan ve tavuk fıkrası sana ne anlatıyor. hahaha
63. Yorum:
süleyman demir 18 10 2011 23:13
hocam yazdıklarınız aynen doğru sizi kutluyorum.bunlar doğru olmasına rağmen herkesin üzerine kalem oynatamayacağı konular
62. Yorum:
süleyman demir 18 10 2011 23:11
hocam deikleriniz aynen doğru yazınız için sizi kutluyorum
61. Yorum:
ağbeysinin 18 10 2011 22:49
kültepeden boybatlulara selam gönderelim:))
60. Yorum:
hasan sancar 18 10 2011 21:13
Hocam yine söylüyorum elinize sağlık açık yaradan kimse gocunmaz varsa bi yanlışlık elbetteki söylenip düzeltilecek,sizler var oldukça yalışlık varsa sizlerin uyarması yanlış yapanlarda kasıt yoksa tekrar etmemesi .Teşekkürler hocam herzaman her şekilde doğruluktan yanayız.Selamlar
59. Yorum:
boyabatlı 18 10 2011 21:04
35. yorumcuya
sıkıyosa sende bayramda ac kal bi şey yeme orası 20 milyonluk şehir burası 25 bin lik ilçe elbette bazı şeylede uygun olacak.
58. Yorum:
oktan 18 10 2011 19:04
boş laflarla uğraşmayın
57. Yorum:
H.S 18 10 2011 18:56
Hocam biz millet olarak iyi güzel olan herşeyi benimseriz bizlere denilmedimi bu vatan bu topraklar bizimdiye çok görmemek lazım buvatan için can veriliyorsa ozaman bu vatanın herkarışı bizimdir.Boyabatımıza gelice denilmiyormu oooooo bizim istanbullular gemişdiye öylede böylede olsa her görüşe söyleme saygı duymak lazım diye düşünüyorum.Saygı ve Hürmetlerimle.
56. Yorum:
Ömer ÇETİN. 18 10 2011 18:33
maşallah diyorum. ne edepsiz yorumlar yapılmış. okuduğumuzun sadece bi boyabatlının gözüyle özeleştiri yazısı olduğunu iyi anlamak gerekir. beğenirsiniz beğenmezsiniz, eleştirisiniz eleştirmezsiniz.herşey edebince olmalı. kim kendini nereli hissediyorsa bırakalım oralı olsun. şurda yorum yapılmasına izin verilmeseydi ne kadar çok şey kalacakmış içimizde!!!bi de yazan belli değil nasıl olsa...----- ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol ----- biz de bu sonucu çıkardık. Allah(c.c) yar ve yardımcımız olsun
55. Yorum:
istanbullu 18 10 2011 18:24
Hocam elinize sağlık.Çok güzel bir yazı olmuş.Bundan sonra daha dikkatli olacam.Bu zamana kadar yapmadım ama bundan sonrada yapmamaya özen gösterecem.Sözleriniz boyabata geldiğim zaman hiç aklımdan çıkmayacak.
54. Yorum:
vay doğan hoca 18 10 2011 18:11
amma yarası olan varmış
<< Eski ( 1 2 3 ) Yeni >>