Karşısında Boyabad…
Yapmış ki bir üstad,
Çıksan neresinden
Dimdik kalesinden
Gök kubbeye yol var…
Altın arılardan
Pervane’de bal var!
At bağlayacak bir
Halkayla beraber
Çağlarca uzaktan
Kalmış güne -yer yer-
İzler, bir ayaktan.
Dikkatle okursan,
Her çizgide fal var:
Destan gibi tarih,
Gerçekçe masal var;
Pervanede bal var!
Bir kuytuda kısmet,
Bir türbede himmet…
Göklerde ezanlar;
Davetlisi ümmet!
Girmiş ki ikindi,
Mihrapta-şimdi-
Allah ile kul var!
İnsanları hep mert
Bir, yaşlısı, genci:
Hepsinde adım sert!
En yaşlıyı -hatta-
Hiç sarsamamış dert
Hâlâ, dişe tırnak;
Hâlâ, güle gül var!
Hasbahçede, sorma
Davet, kime kimden?
“Ey yolcu, helalim:
Gel, tat yemişimden!”
Der bir nice dal var,
Pervanede bal var!
Bir hatları düzgün
Yavruyla görüştün…
Bildin ki bu göğsün
Altında gönül var;
Ağzında ne tatlı
Ses, şive ve dil var!
Derken ona benzer,
Buldun ki büyükler;
Yollar üzerinde
Kaç gönlü sürükler!
Entarilerinde
Bayraktaki al var;
Pervanede bal var!
Arif Nihat ASYA