Ey ömür su gibi akıp gidiyorsun,
Beklemezmisin yarı yolda kalanları,
İsemezmisin sevdiklerini yanında,
Ey ömrü rakamla tarif eden,
Insan hissetigi yaştadır,
Kimsin,neyin sesisin,bilinmezmisin,
Gördüklerim getirdiklerimi karşılamıyor,
Anladıklarım anlattıklarıma yetmiyor,
Ney ki bu insan denilen varlık?
Ömrü su misali içiriyor zamana,
Geçti yıllar,kaldı aylar,
Zaman bitti,kaldı amansız yakarışlar,
Şimdi bugün,o saat,şu dakika
Kalk yerinden,
Haykır haykıra bildigin kadar hakka,
Deki; affet, tövbe dilen ,belki geç değildir,
Zamanım seni ,ben seni anmakla gecti,
Geldik şu yaşa bu hatayla,
Gecti ömür kaldı,kömür karası gözlerin aklımda,
Bir kere söyledim,
Hatalarımı yaşadım,
Artık kabulenemez bu yürek başka kadını,
Kimler geldi mezarıma,
Kimler gecti şu dünyadan,
Sen ölümü Azrail'e yaşarsın,
Ben seninle.
Şimdi yaş oldu bilmem kaç.
Saymadım ki ya şu ya bu,
Fark eder mi?
Ölümü öldüğün gün anlarsın,
Ben se hergün...
Gül'ü severken koparırsın dalından,
Yarası kanamasın diye.
O acı çekerken sen,
Sevdiğine verirsin sevinsin diye.
İşte hayat! başkalarını mutlu olsun diye başkalarını öldürmekten ibaret.
O zaman yaş kemal'e erdi azizim.
Boşa debelenme...
İlkay Gürler