Şu Osmanlıca ne menem bir dilmiş görelim bakalım.
--------------------------------------------------------------
Anadoludan payitahta okumaya bir Türk genci gider.
Medresede başında kocaman kavuğu sırtında cübbesi müdessir sınıfta ders anlatmakta.
Bizim Anadolulu talebe parmak kaldırmış, söyle demiş müdessire..
-Talebe: Susadım hocam demiş..!
-Hoca: Cahiller ve Türkler gibi su istenirmi diye talebeyi azarlamış.
Suyu böyle isteyeceksin diye anlatmaya başlamış..
Derunum ateşi nar ile püryan idiğünden bir kadeh tebriz abı hoş güvar, nus eyleyerek teksini ateşi ve suret ile iktisabı ferahı bişumar eylemeliyim..
Suyu böyle isteyeceksin demiş.
Aradan zaman geçmiş kış günü aynı sınıf aynı hoca ders yapıyor, sınıfın ortasında soba yanıyor, sobadan fırlayan bir bir çıtlak hocanın kavuğuna düşüyor..
Hocanın kavuk tütmeye başlıyor, hocanın haberi yok.
Susadım hocam diyen talebe parmak kaldırıyor
-Hoca: Söyle diyor..
-Talebe: Ey hace i bi misal vey üstadı
İzi kemal bu şakirti pur kemal şol vechile arzı hal eylerki.
Bu hikmeti mütteal nârı mangaldan bir şerrareyi cevval pertap ile serü alül âlinizdeki sarığa işal eylemiştir.
Hoca tutuşan sarığını başından kaldırıp pencereden dışarı atmış ve hışımla dönmüş, talebeyi bre zındık kavuğun tutuştu desene diye azarlamış..
-Talebe: Hocam cahiller gibi, Türkler gibi, yandı tutuştu denirmi demiş..!