Ertuğrul Mehmed
emehmed@gmail.com
Din ve Diyanet işleri üzerine yazı yazmayı bugüne kadar pek düşünmedim. İhtiyaç da görmedim. Çünkü ülkemizde vatandaşlarımızın %99 Müslümandır. Müslüman olan bir insan da dininin emir ve yasaklarını bilmekle mükelleftir.
Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan “Davam” ismini verdiği kitabında “Her fırsatta, ehemmiyetle, hep şu hatırlatmayı yapıyorum: Biz İslâm dinini tanıyoruz ama ne kadar biliyoruz?” sorusunu sorar ve Kırgızistan gezisiyle alakalı bir hatırasına değinir. Ardından da anlattığı hikayede yer alan 90 yaşlarındaki ihtiyar bir Kırgız’a dikkat çekerek, “Bu Kırgız misalini sakın unutmayınız. Acaba biz de öyle miyiz? diye kendi kendimize soralım. Elhamdülillah Müslümanız. Müslümanlığı istiyoruz. Peki tam anlamıyla İslâmı biliyormuyuz?”
Bilgisiz amelin lezzeti eksik kalır. Bir ferdin dinini tanıması başka, bilmesi daha başkadır.
İmam-ı Gazali “İhyâ-u Ulumi’d Din” adlı eserinde şöyle der: "İnsanların en çok arzuladığı şey, hiç şüphe yoktur ki, cennetteki ebedî ve eksiksiz mutluluktur. Bu mutluluk amel ile kazanılır. Amel de ilimle (bilgiyle) yapılabilir."
Pınarı olmayan su, kaynağı olmayan bilgi, ocağı olmayan ateş tehlike arz eder.
Malumunuz olduğu üzeri camilerin toplumumuzda büyük bir önemi vardır. İlim, irfan, istişare ve ibadet mekanlarıdır. İnsanlara huzur ve güven verir. Tefekkür ve muhasebe etme imkanı sunar.
Camiler, kubbesi altında sıra sıra saf tutan Müslümanlara Mü'min olmanın kardeşliğini ve ümmet olmanın bilincini aşılar.
Camide bulunmanın ve cami cemaati olmanın kuralları ve adabı vardır. Müslüman sağında solunda, önünde arkasında, çevresinde bulunan kardeşine rahatsızlık vermez. Onların huşu içinde namaz kılmalarını engelleyen hal ve davranışlardan kaçınır.
Vaaz ve hutbe dinlemenin de bir adabı vardır. Huşu içinde hatibi dinlemek dini bir gerekliliktir.
Yanındakiyle konuşmak, başka şeylerle ilgilenmek, cep telefonuyla meşgul olmak hutbenin özünden uzaklaşmaya, mesajını kaçırmaya ve sevabından mahrum kalmayasebep olur.
Cuma namazı için camiye gelenler, eğer cami avlusunda namaz kılıyorlarsa kıbleye mutlaka dikkat etmeleri gerekir. Gözlemlerimize göre; dışarıda namaz kılanlar kıbleye dikkat etmeden, mihrabın da önüne geçerek namaza durmaktalar.
Cuma namazının bütüncül bir parçası olan son dört rekat sünnet kılınmadan camiden çıkılmaktadır. Bu yanlıştan dönülmelidir.
Cami ve camide cemaatle namaz kılmanın adabına uyulmalı, namazların geçerlilik şartları harfiyen yerine getirilmelidir. İmam Hatipler vaazlarında ve hutbelerinde bu konulara tekrar tekrar değinmeli, Müslümanları bilgilendirmelidir.