Ertuğrul Mehmed
emehmed@gmail.com
2020 yılı, Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Erişilebilirlik Yılı” ilan edildi. Ancak, 2019 yılı Aralık ayından itibaren ülkeleri etkisi altına alan küresel Yeni Tip Koronavirüs (Covid-19) salgını yüzünden erişilebilirlikle alakalı iyileştirmelere ve geliştirilmelere yönelik plan, proje, etkinlik ve faaliyetlere maalesef başlanılamadı. Dolayısıyla yürütme, kısıtlamalar nedeniyle Erişilebilirlik Yılı’nda engellilerin gündelik hayatını daha da kolaylaştıracak ilave hizmetlere, farkındalığın oluşması için de sosyal ve kültürel faaliyetlere/etkinliklere yönelemedi.
Covid-19 küresel salgın önlemleri kapsamında alınan tedbirler Dünyayı yarı açık cezaevine döndürdü adeta. Ülkelerarası seyahatlere yasaklar getirildi. Tüm ülkelerde hayat durdu. Devletler bulaşa karşı koruyucu aşıya odaklandı.
Kaynağının Çin’in Wuhan şehri olduğu ileri sürülen Covid-19 salgını, Çin başta olmak üzere İspanya, İtalya, İngiltere, Fransa, Almanya, İran, ABD, Hindistan gibi ülkelerde sağlık sistemlerini zorladı. Hatta İspanya’da sistem çöktü, yoğun bakım üniteleri dolduğundan hastalar hastane koridorlarında tedavi gördü. Yaşlı bakım evleri çalışanlar tarafından terkedildiği için insanların bazıları bakımsızlıktan ve açlıktan öldü.
Risk grupları arasında yer alan 65 yaş üstü vatandaşlar, engelli bireyler, kronik hastalığı olan kişiler hem pandemiden hem de getirilen kısıtlamalardan en çok etkilenenler oldu.
Engelli bireyler ulaşımda, sağlıkta, çalışma hayatında (uzaktan çalışmada), eğitimde, sistemlere, mekânlara, meydanlara, sosyal ve kültürel etkinliklere erişimde zorluklarla karşı karşıya kaldı, sıkıntılar çekti. Yaşananlar gösteriyor ki krizlere karşı önlem almada ve hazırlıklı olmada daha çok çalışmamız, yol almamız gerekiyor.
Dünyada ilk görülen vakanın üzerinden 15 ay geçti. Mutasyona uğrayan virüs yeni varyantlarla karşımıza çıkıyor. Pandemi henüz bitmiş değil. Vakaların ardı arkası kesilmiyor. Dalganın biri bitmeden diğeri başlıyor.
Çalışma hayatıyla birlikte, pek çok mekân ve alanda insan ilişkileri değişti. Eve kapanan insanlar yeni düzene ayak uydurmaya çalışıyor. İş hayatımızdan, çocuklarımızın eğitimine, eğlence anlayışımızdan uluslararası seyahatlere varıncaya kadar pek çok alan pandemiye göre şekillendiriliyor artık.
Bundan sonra, kalabalık ortamlarda bulunmamak, tokalaşmamak, sarılmamak, mümkün olduğunca daha az kişiyle görüşmek, yüz maskesi takmak, fiziksel mesafeyi korumak, temizliğe özen göstermek, bulunulan ortamı havalandırmak bir zorunluluk.
Temassızlık güvenli, tamam, bunu kabul ediyoruz. Lakin engelli bireylerin bir başkasına fiziksel olarak yakınlaşması ve destek alması ise bir mecburiyet olarak karşımıza çıkmaktadır. İşte bu yüzden engelli bireylerin diğer vatandaşlara nazaran riski daha ileri düzeydedir.
Daha müreffeh ve sağlıklı bir toplum arzuluyorsak eğer, engellilerin kendileri ile ilgili karar alan komisyonlara/heyetlere dâhil edilmesi, fikir ve deneyimlerinden istifade edilmesi, diyalog ve işbirliği içerisinde olunması gerekiyor.