Karaman ilinden Sinop’a ülkemizin gönül burcuna selam olsun. 47 yaşındayım. Halk şairi ve yazarım. Karaman ilinde ikamet eden, ülkemizin dört bir yanına, her karış toprağına sevdalı birisiyim. Nedense Sinop ilinin bende ayrı bir yüceliği ayrı bir yeri var. Sokaklarında gezip tozamadım, rüzgârında üşümedim, suyunda yunmadım ama o şehirde beni çeken bir şeyler oldu hep. Görmeden sevmeye ben Sinop ilinde inandım. Görmeden sevdiğim bir Sinop’u yazdım ve Sinop halkı ile pay etmek istedim.
Saygılarımla...
GÖNÜL GÖZÜYLE SİNOP
Belli ki Leyla sensin, ben bir garip Mecnunum.
Vuslatla yüreğimden, gözlerime de nükset!
Ben bir sana mahpusum, ben bir sana meftunum.
Ne olur beni Sinop,denizlerinde hapset!
Antik bir yalnızlıktır, İnceburun Feneri.
Karadeniz’le yıkar, nazenin bedenini.
Seyyaha mihmandarlık, avucunda hüneri.
Karşılar gelenini, uğurlar gidenini.
İnaltı Mağarası boş çevirmez geleni.
Sanki bütün rüyalar, emrimize verilir.
Arzın altında saklı, bir tabiat şöleni,
Miadını doldurmuş, ruh yeniden dirilir
Yaylaları hizmetkâr, adanmıştır âdeme.
Dağlardan devşirdiği, kekiği ikram eder.
Ruhumun sular ile, hemhal olduğu deme;
Erince Erfelek’te, ne gam kalır ne keder
Sinop bir mahpus damı, yüreğimin koğuşu,
Taş duvarlara gün gün, çekilmiş bir çizgidir.
Hürriyete şimalden, bir güneşin doğuşu,
Dudağımda terennüm, içli yanık ezgidir.
Şahdamarımı gözüm, hükmen yener bakarken;
Kalesine çıkıp ta, mübarek cemaline.
Tatlıca’daköpürüp, su menzile akarken;
İnandım rüştüne ben, suların kemaline.
Deryalar gök kubbeden gel der iken hilal’e;
Yıldızlara tutundum, ayın şavkında ondum.
Varıp Çeçe Sultan’a , varıp Seyit Bilal’e;
Gönlümdeki meramı, eğdim başımı sundum.
Sarıkum zümrüt rengi, cümle kuşa aşiyan.
Kırk pareli yüreğim, bu sularda can bulur.
Ecdadım var hala diridir, asırlardır yaşayan.
Kalesinde gezenler, sultan bulur han bulur.
Usta var, içli tavanın unutturmaz tadını.
Kapısına cümleyi yığdırır da yığdırır.
Usta var deryalara öğretirken adını,
Bir şişenin içine bir gemiyi sığdırır.
Sanmayın bu dalgalar, arza vurmaya gelir.
Ummanın seranatı, şehre avcunda meyle.
O sevdalı bir şehre, hatır sormaya gelir.
Kucaklamış mı Kerem, Aslı’sını hiç böyle.
Kah dağ başı kâh deniz, kâh ovam kâh yaylamdır
Hemhal olurum elbet, sılamla vuslat günü.
Dedim ya Mecnunum ben, bu yurt benim Leyla’mdır
Muhakkak ki Sinop’tur, Kalbimin şimal yönü.
İbrahim ŞAŞMA
KARAMAN