Erdoğan Erkaymaz
1 Mayıs vahşi kapitalizme karşı daha insanca çalışma ve yaşama talebinin sosyal adalet mücadelesinin ve dayanışmanın simgesidir. Ülkemizde siyasi iktidarlar ve egemen sınıflar 1 Mayısın anlamını çarpıtarak kitleselleşmesini engellemek istemişler; bir mayısları baskı ve Şiddet yollarıyla ya saklamakla yetinmemiş ellerindeki bütün araçları kullanılarak 1 Mayıs’a karşı kirli ideolojik mücadele sürdürmüşlerdir.
Dünyanın pek çok ülkesinde yüzyılı aşkın süredir çalışanlar tarafından Uluslararası işçi günü Emek Bayramı dayanışma günü olarak kutlanan 1 Mayıs ülkemizde otoriter yaklaşımlar yüzünden uzun yıllar bir gerilim, baskı, kabus ve şiddet günü olarak kaldı. Dünyada işçilerin güçlerini devlete ve yönetenlere gösterdikleri bir gün olan bir Mayıslar ülkemizde siyasi iktidarların gücünü ve rüştünü ispat ettiği gün olmuştur. Çünkü bir Mayıslar “ihtilal provası” olarak ve “devlete meydan okuma” olarak görüldü.
Unutulmaz 1977 1 Mayısında İstanbul Taksim Meydanı’na yaklaşık 500 bin kişiyle en geniş katılımlı bir Mayıs toplantısı düzenlendi. Ancak göstericilerin üzerine ateş açıldı ve göstericilerden 34’ü yaralanarak ve üstlerine Ateş açılması sonucu çıkan izdihamda ezilerek öldüler. 1977 yılının 1 Mayıs günü, tarihi kanlı 1 Mayıs olarak geçti. İşin ilginç yanı, yaşamını yitiren işçi Emekçi insanımızın hayatının kaybetmenin sorumluluğunu sendikacılara yükleyip göz altına almışlar ve sorgulamışlardır. Katiller hala bulunamamıştır.
1856’da bu yana süregelen ve gelecekte de devam edecek olan Emek mücadelesinin baskı, şiddet, gözaltılar ölümlerle sindirilmeye çalışmalar sonucu; işçiler emekçilerin Emek mücadelelerini güçlendirme, güçlü tutma yolunda bir Mayıslar önemli gündür. Bugün demokratiklesiyoruz, gelişiyoruz, güçleniyoruz, yalanlarıyla toplumumuzu oyalayan iktidar, açlık sınırının altında belirlediği ücret politikalarıyla, güvencesiz çalışma koşullarına mahkum edilen emekçilerin yok sayıldığı dönem yaşıyoruz. Ama buna karşın maliyetleri milyar dolar bulan Makam araçları için “bunlar Çerez parası büyütmeyin” diyen Pişkin bakan unutulmamalı.
Tüm insanlığa yetecek birikimlerin, birkaç yüz özel şirketin yönettiği dönemdeyiz. Böylesine acımasız bir sömürü düzeninin tüm çalışanlara kader diye dayatıldığı bir çağdayız. Geçmiş yüzyıllardaki kazanımlarımızı artık unutulması gerektiğini iddia ediyorlar. Yeni dönemde sermayenin sınırsız kör hırsını engelleyecek her düzenlemenin “çağdaşı” olduğu propagandası yapılıyor. Emel ile geçinenler daha fazla hak elde etmek için alanlara çıkmalı hayatı talep etmekte ısrarcı olmalıdır. Bu da ancak örgüsü mücadele içinde olur.
Emeğe saygı duyan emeğin ve emekçinin değerini bilen, dünyayı yaşanabilir hale getiren, gücün Emek olduğunun farkında olan insanlarla 1 Mayıs’ı kutlamalıyız (Tabiki balkonlardan) Haksızlıkların eşitsizliklerin adaletsizliklerin ve ezilmenin olmadığı, emeğin sömürülmedigi, aydınlık eşit ve güzel bir dünyayı göreceğimiz günlerin geleceği umuduyla 1 Mayıs emek ve dayanışma günümüzü kutluyorum. Tüm emekçilere selam olsun.
Sevgi ile kalın