“Belediyeler iki şey yapmaz. Bir, para basamaz, iki, adam asamaz. Bunun dışında her şeyi yaparlar sözü ne demek ya. Nasıl bir mantık ya…………………
Yıllarımı hukuk mücadelesi için harcadım. Bazı zaman dört davamın olduğu günler oldu. Bu süreç içerisinde neler yaşamadım ki. Hangi birini anlatayım. Adaletsizlikle boğuştum, iftiralara maruz kaldım, maddiyat kaybı ona keza, tehdit dahi edildim.
Bir gün bir evrak için Belediyeye gittim. Bırak evrak vermeyi yüzüme bakan olmadı. Bu ilgisizlik karşısında hak arama mücadelesi vermeye başladım. O esnada X şahıs bana hitaben ‘’Adam ol lan, adam’’ diye bağırdı. Tabi X şahısın bu sözleri karşısında sessiz kalmadık. Olayın akabinde karşılıklı suç duyurusunda bulunduk.
Mahkeme esnasında hakim bana ‘’Şahidin var mı’’ dedi. Buyurun cenaze namazına. Arkadaşlar ben belediyeye provokatörlük yapmak için gitmedim. Tarafıma gerekli olan bir evrak için gittim. Eğer art niyetle gitseydim yanımda gerekli kişiler olurdu. Hakimin sorusu karşısında "evet var" dedim. Belediye içerisindeki kamaraların izlenmesini talep ettim.. Sıra karşı tarafın dinlenmesine geldiğinde şükür şahitten bol bir şey yok. Sıra son şahit olan bayana geldi. Beyanında ‘’X kişinin bana bağırmadığını, sessiz ve nazik şekilde beni uyardığını vs…’’ söyledi. Bu beyan karşısında izin isteyerek hakime bayanın taraflı ifade verdiğini, zira bayanın odası ile X kişinin odası arasındaki mesafenin uzun olduğunu, bu nedenle sessiz bir uyarıyı duyamayacağını söyledim. Benim sözlerimden sonra Belediye avukatı söz alarak hakime; ‘’Bayan lavaboya giderken x kişinin sözlerini duymuş olabilir’’ demesin mi… Tekrar söz alarak hakime, Avukat şahide zarf atıyor. Şükür bayanında ağzı var, zira biraz evvel ifade verdi. Avukatın savunma sözlerini bayan kendisi söyleyebilirdi dedim. Dava lehime sonuçlandı.
Sayın Boyabat Gazetesi okuyucuları……………….. Sizlerle başımdan geçen nice olaylardan sadece bir tanesini paylaştım. Bana kimse istisnalar hariç Belediye Başkanlarının masum olduğunu söylemesin. Bana bu sözlerimden ötürü "SEN ÇOK MU MASUMSUN" diyenler olabilir. Zamanında dönemin belediye başkanı hakkında halkı bilgilendirme toplantısı yapmak için bir salon kiraladım. Bir gün sonra salon iptal ettirildi. Apar topar yeni bir yer kiralayarak toplantıyı gerçekleştirdim. Toplantıya bizzat kendisini de davet ettim, maalesef gelmedi. Bu toplantıdaki ilk sözüm ‘’Arkadaşlar aranızda hakkımda eleştiri yapmak, tenkit etmek veya olumsuz bir şey söylemek isteyen varsa veya bu nedenle geldi ise söz hakkı verilecek" dedim.. Bu sözü neden mi söyledim… Çünkü ilçede klavye erkeği çokta ondan… Lakin bir kişi dahi çıkmadı. İlçemizdeki tüm gazetecilerde olaya tanıktır.
Gelelim sadede….. Memur amirine; ‘’Şunu şöyle yapalım, bunu böyle yapalım diyor.’’ Amirde memuruna ‘’Beş yıl sonra sen değil, ben aday olacağım’’ diyor. Söze bakın ya… Koltuğa oturduğu an bir sonraki beş yılı düşünüyor. Bu mantıkla hareket eden kişi nasıl görev yapabilir? Nasıl adil olabilir? Nasıl hizmet verebilir?....................
Rahatsız edici konulardan biride ÇAVUŞ AHBAP İLİŞKİSİ . Belediyeler yasalarla yönetilir. Yandaşa şapur şupur, muhalife yarabbi şükür mantığı ile yönetirsen gün gelir çuvallarsın. Müteahhitlik yaptığımız dönemde bırak kuruş yarar sağlamayı, son 25 senedir yasaların ön gördüğü haktan dahi mahrum bırakıldık. İster inanın ister inanmayın, karar sizlerin ama Allah gören ve işitendir. İlçemizdeki ÇAVUŞ-AHBAP ilişkilerin hangi birini yazayım. İnanın ben yazarsam sizler okumaktan yorulursunuz.
Son söz……. Açmış olduğum bir dava lehime sonuçlanmak üzereyken X isimli bir şahıs, grubu arasında tarafıma rüşvet verilmeyi öneriyor. Başka bir X şahıs ise benim kabul etmeyeceğimi öne sürüyor. Bu sözün üzerine ilk X isimli şahıs paranın açamayacağı kilit olmaz diyor. Aslında bu kişi kendi karakterini ortaya koymuş, fakat her kuş etinin yenmeyeceğini ne yazık ki atlamış. İşte ar damarı çatlamış bu kişiler tarafıma neler vaat etmediler ki.. M.T. ve A.K. tüm gelişmelere vakıftır.. Ar damarı çatlayan bu kişilere boyun eğmediğim için çok bedel ödedim çok.. Dışardan gazel okuyanlara davul sesi hoş gelir.
Dipnot: Adaletin olmadığı yerde huzur; liyakatin olmadığı yerde başarı söz konusu olamaz. Ahlak erozyonu yaşayan toplum adaleti rafa kaldırır, kantarın topunu kaçırır. Geçmişte helak olan toplumlara sebebiyet bu iki unsurdur. Günümüzde yaşanan felaketler bizler için bir uyarı mı yoksa bir ihmal mi?. Herkes külahını önüne koysun düşünsün.
SAYGILAR