Bana göre iki enkazımız var. On ilimizi etkileyen deprem enkazı altında kalan canlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, geride kalanlara sabırlar diliyorum. Onbeş gün sonra aynı bölgede yeni depremler yaşandı. Allah sonumuzu hayırlı eylesin.
Yaşanan bu felâketler gerçekten çok büyük. Yaşanan acılar çok büyük. Bu acıları azaltmak için tüm halkımız olarak elimizden geleni yapıyoruz ama ilk üç gün müdahale edilmeyen, edilemeyen yerler de çok var. Bunu o acıyı yaşayanların feryadından anlıyoruz, biliyoruz.
Afad kurtarma ekibinden bir grup deprem bölgesine hava koşulları nedeniyle 18 saat sona ulaşabilmiş. Sekiz saatte müdahale yapmadan bekletilmiş. Neden? Deprem bölgesindeki yetkililerin gelenlerden haberi mi olmamış, ya da birinden emir mi beklemişler?
Bu depremden hemen sonra saha da olması gereken askerimizin, polisimizin zamanında sahaya inmediği, inmediği söyleniyor. Neden inmedi, inemedi?
Başka bir konuda enkazların kaldırılmasına çok erken başlandığı. Bu kanıda olanlar da azımsanacak kadar az değil. Enkazı biran önce kaldırmaya çalışanlar kurtarma çalışmasına katılsalardı daha iyi olurdu. Kepçe operatörünün dikkati sayesinde kurtarılan can gibi çok canlar kurtarılabildi.
Aklıbaşında kime sorsanız deprem öldürmez, bina öldürür diyorlar. Deprem bölgesindeki bir avizecinin binası yıkılmadığı gibi avizelerine de bir şey olmamış. Ama mal sahibinin şu sözü çok önemli. BİNAYI KENDİMİZ YAPTIK. ÇALMADIK, ÇALDIRMADIK. Sosyal medyadan aldığım bir yazıyı aynen aktarıyorum. O yazı da çalmadık, çıldırmadık diyeni aynen onaylıyor.
"Cendere Köprüsü, Adıyaman'da dünyanın kullanılmakta olan en eski köprülerinden biridir. 120 m uzunluğunda ve 7 m genişliğindedir. Her biri 10 ton ağırlığında 92 kayadan, harç kullanılmadan yapılmıştır. İkinci yüzyılda yapılan bu köprü, bu depremi de hasar almadan atlattı."
İktidar yetkilileri gibi düşünmeyenleri not alıyorlarmış. Benim görevimde yaşanan olumsuzlukları not etmek. Onu yapıyorum. Onun için merak ettiklerimi sormaya devam edeceğim.
Antakya hava alanı ne zaman yapıldı ve depremden sonra kaç gün kapalı kaldı? Adıyaman daki köprüye bir şey olmamış da hava alanı niye kullanılmaz duruma gelmiş?
İstanbul'a gelen, depremzedeleri taşıyan uçakların Atatürk Hava alanına indiğini canlı yayın yapan birden fazla tv den izledik. Ya tüm pistler millet bahçesi yapılsaydı ne olacaktı? Istanbul'a depremzede taşıyan uçaklar başka hangi havaalanına, kaç uçak indi acaba?
Eğitime ara verenler, eğitim seviyesi yükseldikçe oylarımız düşüyor diyenlerdir. Eski Köy Enstitüsü binaları, günün koşullarına göre zor ekonomik koşullarda yapılan binaların depreme daha dayanaklı olduğunu bilmiyorsanız bilene sorun. Hiç bir şey eğitimsiz olmuyor. Konuyla bilgisi olmayanları bir yerlere getirmekle de hiç olmuyor.
Yaşadığımız bu acıları en aza indirebilmek için halk olarak elimizden geleni yapıyoruz. Çünkü zaman karanlığı aydınlığa çevirme zamanı, zaman birbirimizi yeme zamanı değil beraber olma zamanı, zaman yöneticilerin sakin olma zamanı.
Kötülük, önce failini zor durumda bırakırmış ama kötülerin yanında iyilerde yanmasın.
Bazı kurumlarımızın da zamana uygun hareket etme zamanı. Diyanetin ilk olarak mescit göndermesi, 4-6 yaş çocuklarımız için kurs açılması, daha da önemlisi evlatlık edinilen bir çocuk ile evlenilip evlenemeyeceği konusunda verilen fetva hakkında susma hakkımı kullanacağım.
Fakat "Merak etmeyin ey güruh, haram (!) ettiğiniz vergilerinizden bana düşen hisseden hepinize kaliteli pamuk aldım, artık helal edersiniz" diyen din görevlilerine bir sorum var. O yıkılan binaların yapımında çalınan malzeme parasından bağış yapılıp pamuk alındıysa, o pamuklardan size de nasip olursa ne olur?
İkinci enkaz ise maalesef tüm ülkemizi kapsayan iyi yönetilememe enkazı, siyasi enkaz. Sizden bizden diye ülkeyi sayısız siyasi fay hattı ile ikiye bölünmüşlük enkazı. Siyasilerin meydana getirdiği bu siyasi fay hattının nereden geçtiği, meydana getirdiği siyasi artçıların ne zaman olacağı da belli değil.
En kısa zamanda bu enkazdan da kurtulmak dileği ile...
Mustafa Gürleyen (25.02.2023)