Her genel ve yerel seçim öncesi AKP iktidarının yapamadığı vaat ettiği çılgın projelere ne oldu? 14 Mayıs’ta yapılacak genel seçim vaadi ise İtalya’da fason yaptırılan TOGG otomobil. TOGG otomobil fabrikası Gemlik’te olsaydı, yemin ederim 24 saat fabrikanın içinden, dışından, otomobil banttan inerken, banttan çıkarken, hamuda kalkarken, otomobilin vida ve somunlarını sıkarken yayın yapılırdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her üç dakikada bir TOGG üretiliyor” diyor.
Yalan değildir, İtalya’daki fabrikada üretilebilir.
AKP Genel Başkanı Erdoğan, TOGG otomobillerini İtalya’da fason yaptırıyoruz. Lisansı Türkiye’nin demiş olsaydı, daha dürüst, daha inandırıcı olur ve vatandaşlar tarafından daha fazla itibar görürdü.
Devleti yöneten, vatandaşını altadır mı?
Bursa’da yaşayan bir gazeteci arkadaşımı telefonla aradım, müsait bir zamanında Gemlik’teki TOGG fabrikasına git, öyle bir fabrika var mı? Kaç kişi çalışıyor? Araştır dedim.
Arkadaşım, Gemlik’e gitmiş, “Sözde TOGG fabrikası görünümünde bir beton yığını var. Kaç kişi çalışıyor bir sır gibi saklanıyor. Gemiyle İtalya’dan gelen otomobiller, yabancı TIR’larla depoya getiriliyor. Oradan dağıtım yapılıyor. Sözüm ona TOGG Fabrikası !
Bu millet bakalım daha ne kadar yalanlarla oyalanacak? Bir isimleri yalan, ikinci isimleri yine yalan.
İktidarın, Çılgın Projesi Kanal İstanbul’dan hiç söz etmiyorlar. 2011 yılında yerli ve milli uçağımız göklerdeydi, 12 yıldır göklerde uçuyor bir türlü yere inemedi. Yapılmayan çılgın projeleri say, saya bildiğiniz kadar. Palavrada Erzurumlu Teyo dayıyı geçti.
Yalanlara, palavralara, kendisini enayi yerine konulmasına rağmen hala daha çılgın vaatlere inan bir toplum varsa !..
Sosyolojik olarak araştırılması gereken bir toplum. Muhalefetin, mantıklı, akılcı, yapılabilir projelerine inanmıyor.
14 Mayıs Genel Seçimleri, Türkiye ortak akılla mı, tek akılla mı yönetilsin seçimidir.
Çekirdek alilerde bile evin büyüğünün,, yanlışlarına itiraz ederken 85 milyonluk Türkiye’yi yönetene tek adama bakanları, milletvekilleri, ekonomi kurmayları azarlanacağı korkularından itiraz edemiyor.
Holding, şirketler de patronun aldığı yanlış kararına işinden olma pahasına mantıklı, kurumunun menfaati doğrultusunda itiraz ediyor, Türkiye’yi yöneten tek adama itiraz edilmiyor. Vatandaş oy’ları ile ödüllendiriyor. Türkiye, her hangi bir şirketten daha mı küçüktür?
Türkiye, ancak ortak akıl, istişare ile layık olduğu yere gelebilir.
Bir tarafta dünya finans piyasalarının itibar ettiği, konularında uzman doktoralı prof ekonomi uzmanları, diğer tarafta Nebati gibi demogoji yapan ekonomi bakanı !…
Bir ülkenin kalkınması, insanlarının ekonomik olarak refah düzeyini yakalaması için liderden daha önemlisi ekonomiye,kalkınmaya yön verecek ekonomi ekipleridir. Millet İttifakı kadrolarında, onlarca kişi sayabilirken, AKP iktidarı eski bakan Mehmet Şimşek’i ikna etmeye çalışıyor.
Millet İttifakı 9 ana başlık, 75 alt başlık ve 2800 somut vaat açıkladı. Bu vaatler aslında hem yeni bir Türkiye vizyonu hem de bir restorasyon reçetesi sunuyor.
AKP’nin hipnotize etkisindeki vatandaşlar, Millet İttifakı’nın vaatlerine, yalan, fasa, fiso diyerek inanmıyor.
Millet İttifakı’nın bu metni bir yönetim programı, bir partinin siyasi programı değildir. 6 liderin uzlaşı ile oluşturduğu bir mutabakatından ibarettir.
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu, seçim meydanlarında vatandaşlara verdiği her bir vaadi ittifak kurmaylarının hesabı, finans kaynakları hesaplanmış vaatlerdir.
Vatandaş da haklı, 21 yıldır, yalanlara, hayali projelere inandığı için, gerçekçi proje ve vaatlere inandırmak çok zordur.