Gazeteci Turan Aslan’ın Saraydüzü Belediye Başkan adayı, adaylığı konusunda yazdığım köşe yazısında, olumlu veya olumsuz çok sayıda eleştiri aldım.
Peygamber efendimizi kendi insanları Mekkeliler sevmezdi. İslamiyeti yaymak için Medine’ye göç etmek zorunda kalmıştı. Saraydüzülülerin de kendi insanını sevmemesi, ön yargıyla eleştirmesi normaldir. Şayet, AKParti, Saraydüzü Belediye Başkanlığı’na aday gösterir ve kazanırsa, siz sayın okuyucularım bir kenara not edin. Turan Aslan’ı, halk ve Saraydüzü adına en acımasızca ben eleştirerek yerden yere vurur, Saraydüzü ve Türkiye’yi kendisine dar ederim.
Değişmez ilkelerim arasında Siyaset ve devlet yönetiminde duygusallığa yer yoktur. Turan Aslan, meslektaşımmış, yakın köylümmüş affetmem. İsterse, babam, ağabeyim çok yakın akrabam olsun. Seçim döneminde vatandaşa ne vaatlerde bulunduysa, yeri geldiğinde en şert bir şekilde yüzüne vururum.
Belediye Başkanlığı, benim dini değerlerime göre kutsal olduğu kadar ibadettir. Seçimi kazanmak için uçuk, kaçık hayali, yalan, projelerle yola çıkacaksın. Seçildikten sonra yan gelip yatacak, eşin dostun, akrabalarınla gününü gün edeceksin. Ben o zaman Turan Aslan’a sormaz mıyım. İnsani etik değerleri bir tarafa bırakalım, seçimde verdiğin sözler gazetecilik ilkelerine yakışır mı diye sormaz mıyım? Saraydüzü’nü değil, İstanbul’u Turan Aslan’a dar ederim.
Yıllardır insanların, yalan, dolan, hayali proje ve vaatlerle kandırıldığı yetmezmiş gibi… Turan Aslan’ın belediye başkanlığı gibi bir kariyere ihtiyacı yok. Uzun yıllar Türkiye’nin önde gelen ulusal gazetelerinde üst düzey yöneticilik yapmış, araştıran, sorgulayan, istişare kültürü olan Turan Aslan’ın belediye başkanlığı gibi bir kariyere ihtiyacının olmadığını düşünüyorum. Saraydüzü’nü ekonomik, sosyal, kültürel anlamda eserler bırakırsa, avuçlarım kızarıncaya kadar alkışlar, destek veririm.
Turan Aslan köşe yazımdan sonra beni telefonla arayarak teşekkür ettiğinde kendisine, böyle bir köşe yazısı yazmakla sana kefil olmuş oluyorum. Dinen bunun vebal olduğunu biliyor musun dediğimde, “Abi, ben Saraydüzü ‘nün Türkiye ilçeleri arasında, ekonomik, sosyal, kültürel alanda örnek olacak, akılcı yapılabilir, Ankara ve İstanbul’da, mesleki olarak yakından tanıdığım profesör ve akademisyenlerden aldığım bilgi destek ile yaklaşık üç yıldır projeler hazırlıyorum. Saraydüzü’ne yapacağım akılcı hizmetlere Saraydüzü tarihine altın harflerle geçmek en büyük hedefimdir.” dedi.
Ben de "Turan kardeşim, inşallah, dinen ve insanın beni mahcup etmezsin, toplum yararına güzel işler yaptığın sürece senin destekçin olacağım. " diyerek telefonumu kapattım.
Okumuş, cahil, kariyer sahibi her insan haddini bilerek, taşıyabileceği 20 kilo yerine, 100 kiloyu kaldırmaya kalkarsa altında ezilir. Ülkesine, insanlarına, çevresine verdiği zararların telafisi bile olmaz. Efendim, AKParti iktidarına muhalif birinin AKParti Belediye Başkanı aday, adayı hakkında övgü dolu sözler yazmanızın arkasında ne var diye soruyorlar bana. Türkiye Cumhuriyeti yasaları ile kurulmuş, 21 yıldır iktidar da olan AKParti’ye muhalif olduğumu kabul etmiyorum. Siyasi partiler, siyasi liderler gelip geçicidir. Kalıcı olan Türkiye cumhuriyetidir.
Bu arada, halen Saraydüzü Belediye Başkanlığı görevinde bulunan Sayın Hasan Peker’e de haksızlık etmiş olmak istemem. Kendi vizyonu dahilinde Saraydüzü’ne hizmetler yapmıştır. O toprağın bir evladı olarak kendisine teşekkür ederim.